STOMAYA DAİR HER ŞEY

Kolostomi kalın barsağın (kolon) ameliyatla karın duvarına ağızlaştırılmasıdır. Kolostomi, dışkının vücuttan atılmasını sağlar. Kolostomisi olan birey, barsak hareketlerini ve dışkının boşaltımını kontrol edemez. Dışkılama kolostomi torbasına kendiliğinden olur. Kolostomi TipleriKolostomiden çıkan dışkının kıvam ve sıklığının düzenli olup olmadığını anlamak önemlidir. Bunu anlayabilmek için, kolostomi tiplerini bilmek gerekir. Kolostomiler üzerinde bulundukları barsak bölümüne göre dört ana tiptedir; Çıkan Kolonda Bulunan Kolostomi;Dışkınız stoma çevresindeki deriye zarar verebilen ve sindirim enzimlerinden zengin, sıvı veya yarı sıvı halde olacaktır. Yatay kolonda bulunan kolostomiDışkınız genellikle sıvı veya yarı katı olacaktır. Çünkü stoma Yatay kolonun soluna doğru yaklaştıkça sindirim enzimi içeriği azalır ve kıvamı giderek koyulaşır/sertleşir İnen Kolonda Bulun KolostomiDışkınız yarı katı veya katı halde olacaktır. Çünkü dışkı çıkan kolon ve yatay kolonda ilerlerken suyun büyük bir kısmı emilmiş olacaktır. Sigmoid Kolonda Bulunan KolostomiDışkınız normal yapı ve içerikte olacaktır. Çünkü dışkı kalın barsakta inerken suyun tamamı emilmiş olacaktır.

Ostomi, içi boş bir organın vücut yüzeyine ağızlaştırılması anlamına gelir.  Vücut yüzeyine ağızlaştırılan yere stoma da denir. Genel cerrahi alanında en sık, bağırsaklar ile ostomi oluşturulur.

Ostomiler, bağırsağın karın cildine ağızlaştırılma (bağırsağın torbaya bağlanma) seviyesine göre isim alır.

İleostomi: İnce bağırsağın (ileum) bir ameliyat ile karın ön duvarına ağızlaştırılmasıdır.

Kolostomi: Kalın bağırsağın (kolon) bir ameliyat ile karın ön duvarına ağızlaştırılmasıdır.

Her yaş grubunda farklı hastalıklar ile  yapılan bu işlemlerin ortak amacı geçici bir süre veya kalıcı olarak barsak içeriğinin karın duvarından boşalmasını sağlamaktır.

Bu ağızlaştırma işlemi başka organlar içinde yapılabilmektedir. Örneğin soluk borusu deriye ağızlaştırılırsa trakeostomi, mide deriye ağızlaştırılırsa gastrostomi, idrar yolları için yapılırsa ürostomi adı verilmektedir.

Geçici stomalara,

Alt-orta rektum kanseri, inflamatuar barsak hastalıkları ameliyatları yada karın içi ciddi enfeksiyon varlığında yapılan acil bağırsak cerrahisi sırasında ihtiyaç duyulur. Genellikle ince bağırsak (ileostomi) bazen de kalın bağırsak (kolostomi) kullanılarak stoma oluşturulur. Amaç,  Belli bir süre sonra anastomozun (barsak birleştirilme yeri)  ve hastanın iyileştiğine karar verilince barsak küçük bir ameliyat ile tekrar içeri alınır ve stoma kapatılır. Böylece barsak devamlılığı eski haline döner.

Kalıcı stomalara ise,

İleri evre alt rektum kanseri, makat kanseri, rektum ve anal kanalı tutan  iltihabı bağırsak hastalıklarında, hastanın gerek sağlığı düşünülerek  ve gerekse de başarılı bir kanser cerrahisi yapabilmek ihtiyaç duyulabilir. Bu durumda hastalar ömür boyu stoma ile yaşarlar.

Bu bağırsak bölümünün karın cildine ağızlaştırılan yerinde makatta olduğu gibi onu çevreleyen ve dışkı kontrolünü sağlayan kasları yoktur. Bu nedenle ostomili hastalar bağırsak hareketlerini kontrol edemezler. Bu cilde ağızlaştırılan bölümden hastanın kontrolü olmadan devamlı dışkı çıkabilir. Bunun için stoması olan hastalar dışkıyı toplamak amacı ile kullanılıp atılabilen bir torba (ostomi torbası) kullanırlar.

Stomanın dışkı içeriği, bağırsağın karın cildine açıldığı yerine göre değişir. Kalın bağırsağın sol tarafından açılan stomalarda (ostomilerde) dışkı katı iken ince bağırsak ve kalın bağırsağın sağ tarafından açılanlarda dışkı içeriği sıvıdır.

İnce bağırsaktan oluşturulan stomalarada (ileostomi) görülür. Günlük torbaya gelen miktar 1000 mL/günü geçebilir, bazı hastalarda 2000 mL üzerine dahi çıkabilir. Yüksek debiye bağlı hastada susuz kalma, elektrolit bozukluğu, cilt tahrişleri olabilir hatta böbrek yetmezliği gelişebilir. Genellikle zamanla gelişen  ince barsak adaptasyonunu ile stomadan gelen miktar kendiliğinden azalır. Tedavide, diyetin düzenlenmesi, yüksek lifli gıdaların alınması, şeker, tuz ve yağ tüketiminin de azaltılması önerilir.  Hem diyet hemde birtakım ilaçlar ile gaita katılaştırılmaya sağlanır.

Stomanın geri kaçması, sıklıkla obez veya stomanın doğru bölgede açılmadığı, stoma için uygun çapta cilt ve fasia açıklığının oluşturulamadığı hastalarda karşılaşılan bir sorundur. Stoma geri kaçtığında, cilt seviyesinde olan gaita çıkışı ciltte tahrişe neden olur ve torba kenarından sızdırma görülür. Ayrıca ayrışma olursa gaita karın içine kaçarak daha ciddi bir enfeksiyona sebep olabilir.

Kolostomilerde daha sık görülür. Ikınma gibi karın içi basıncını artıran faktörler ve barsak segmentlerinin normalden uzun olması nedeniyle olabilir.  Oluşmasını önlemek amaçlı barsağın fasya düzeyinde sabitlenmesi önerilmiş olmakla birlikte kesin bir öneri yoktur.  Stoma prolapsusu görüntü olarak hasta için çok rahatsız edici olsa da nadiren acil bir cerrahi müdahale gerektirir. Hastalarda genellikle stoma fonksiyonlarında bozulma olmaz. Stoma prolapsusu oluştuğunda lokal koruyucu yöntemlere ek olarak cerrahi tedavi yapılması da gerekebilir.

Hiçbir hasta elbette geçici, özellikle de kalıcı olarak stoma ile yaşamak istemez. Bu çoğu hasta için kanser tedavisinden ameliyat endişesinden çok daha öte bir korkudur. Hatta “torba ile yaşacaksam öleyim” diyen çok hasta vardır.Halbu ki, bir kanserin nüks etmesinden veya hastalığın iyileşmemesinden daha kötü ne olabilir ki? Diğer taraftan, cerrahlar ise sadece hastanın sağlığı, tedavinin başarısı için stoma oluşturmak zorunda kalırlar.  Stoma oluşturulmasının gerçekten zorunlu olduğu durumlarda, hastayı ameliyat öncesi doğru bilgilendirmek, yaşanacak sıkıntıların önlemleri konusunda aydınlatmak, sürecin rahat yönetilmesini sağlayacak hastalara bu konuda cesaret ve güven verecektir.

Diyanet kurumu, stomalı olmanın abdest almak ve namaz kılmak için bir engel oluşturmadığını belirtmektedir. Bu konuda stoma ameliyatı öncesinde yaptıklarınızı değiştiren bir duruma gerek olmadığı, ibadetiniz esnasında torbanıza gaz ya da dışkı çıkışı olmasının ibadetinizi olumsuz etkilemeyeceği belirtilmektedir. Stomanızın olması oruç tutmanıza engel değildir. Fakat oruç tutma; yetersiz sıvı alımına, barsaktaki sıvının azalmasına, kabızlık ve bulantıya neden olabilir. İftarda aşırı yemek de 24-48 saat devam edebilen ishale neden olabilir. Doktorunuzun izin verdiği durumlarda oruç tutabirsiniz.

Korkmayın! Yeni bir gardroba ihtiyacınız olmayacak. Modern kolostomi torbaları vücudu tam olarak sardıkları için hemen hemen bütün kıyafetleri giyebilirsiniz. Kıyafetlerinizin altından torbanız belli olmaz. Özel bir giyim gerekli değildir. Yalnızca stomanız bel hizasındaysa, kemer ve beli sıkı pantolonlardan kaçınmalısınız. Kemerinizin stomanızın altında veya üstünde olmasına dikkat etmelisiniz.

Vücudunuzdaki değişikliklerle ilgili duyarlılıklar yaşamanız, bazı endişelerinizin olması normaldir. Eşiniz ile duygularınızı paylaşmak ve onun endişelerine de cevap vermek önemlidir. Eşiniz, cinsel ilişkinin stomanıza zarar vermeyeceğini bilmelidir. Zamanla, anlayış ve olumlu tutum ile iyi bir cinsel yaşamınız olacaktır. Küçük torba, kep veya tıpa gibi ürünler kullanmayı tercih ederek, torbanızın boş olmasına dikkat ederek rahat bir cinsel yaşam sağlayabilirsiniz. Eğer eşinizin torbayı görmesinin iyi olmayacağını düşünüyorsanız, torba kılıfları veya bazı iç çamaşırlar ile torbayı örtebilirsiniz. Ancak bazı tip ameliyatlar sonucunda cinsel işlevlerle ilgili sinirlerde hasar oluşmuşsa, çeşitli problemlerle karşılaşabilirsiniz. Bunlar, kadınlardacinsel ilişki esnasında ağrı, cinsel organın iç yüzeyinde sertleşme, daralma ve kuruluk, erkeklerde ise, sertleşmede zorluk(impotans) ya da boşalmada problemler gibi durumlardır. Böyle bir durumla karşılaştığınızda doktorunuza başvurmalısınız.

Seyahat etme konusunda herhangi bir kısıtlamayoktur. İyileştiğiniz ve stoma bakımını yapabildiğiniz sürece istediğiniz yere istediğiniz araçla gidebilirsiniz. Yolculuğa çıkmadan önce mutlaka torbanızı boşaltın ve mutlaka yanınızda yedek torba ve stoma malzemelerinizin bulunduğu bir çanta taşıyın. Yaz aylarında havanın sıcak olması nedeniyle yanınızda daha fazla stoma bakım ürünü bulundurmayı unutmayın.

Beslenme

Vücuttaki tüm sistem ve dokuların görevlerini yerine getirmesi, yeterli ve dengeli beslenme ile sağlanabilir. Doktorunuz tarafından özel bir diyet uygulamanız önerilmediyse, istediğiniz her şeyi yiyebilirsiniz. Beslenme ile ilgili problemleri en aza indirmek için;                              

♦ Yemekler her gün düzenli olarak yenmeli,                                                            ♦ Diyet ile ilgili kısıtlamalar deneme yanılma yoluyla bulunmalıdır. Bir besin ilk kez yenecekse, azmiktarda ve yanında bir şey yemeden yenmelidir,                                                              ♦ Yiyecekleri iyice çiğnemeye özen gösterilmeli,                                               ♦ Günde 2-3 litre su içilmelidir,                                                                            ♦ İdeal vücut ağırlığı korunmalı, kilo alıp vermekten kaçınılmalıdır. Kabızlık ve İshalAmeliyattan önce olduğu gibi ameliyat sonrası dönemde de kabızlık ve ishal ile karşılaşabilirsiniz. Yetersiz sıvı alımı, lifli ve posalı gıdaların az alınması, hareketsizlik ve bazı ilaçlar kabızlığa neden olabilir. Kabız olduğunuzda, dışkı çıkışını azalttığı bilinen;                                                                                • Beyaz ekmek ve buğday ekmeği                                                                         • Az pişmiş kahverengi veya beyaz pirinç                                                               • Elma püresi                                                                                   • Yer fıstığı                                                                                 • Muz gibi besinlerden uzak durulması önerilir. Bununla birlikte, günlük sıvı alımını arttırmak, taze sebze ve meyve tüketmek ve kepek ekmeği yemek kabızlığın önlenmesini sağlar. İshale ise, birçok etken sebep olabilir. Bunlar arasında, bir bakteri ya da virüs enfeksiyonu geçirmiş olmak, antibiyotik tedavisi, iyi yıkanmamış sebze ve meyve yemek, kemoterapi ve radyoterapi tedavileri sayılabilir. İshali azaltmak için, lif ve lifin öğünlerde olan ağırlığını azaltmalısınız. Ayrıca beyaz pirinç, muz, patates püresi, şeftali gibi dışkınızı normale döndürecek besinler tüketmelisiniz. İshal süresince, dışkı çıkışını arttırdığı bilinen ;     • Kuru üzüm                                                                                    • Ham meyveler                                                                                     • Çay, kahve, kola gibi içecekler                                                                         • Çok yağlı besinlerden uzak durulmalıdır                                                                Gaz Çıkarma

Besinlerin sindirimi esnasında gaz oluşur. Kolostomili bireyler, gaz çıkışını kontrol edemezler. Fazla gaz oluşumunu önlemek için;                                                                              – yemekler düzenli olarak yenmelidir,                                                                   – yemek yerken hava yutmamak için konuşulmamalıdır,                                                           – gaz oluşumunu arttırdığı bilinen;                                                                          • Fasulye, Nohut                                                                                     • Bira ve asitli içecekler,                                                                              • Lahana,                                                                              • Salatalık,                                                                                         • Süt ürünleri,                                                                                        • Mantar gibi besinleri azaltmak önerilir.

Koku

Kolostomili bireylerin çoğu, kolostomilerinden hoş olmayan kokunun çıkacağı endişesini taşırlar. Günümüz teknolojisinde üretilen torbalar, koku sorununu önemli ölçüde azaltmaktadır. Eğer kullandığınız torbayı iyi yerleştirdiyseniz, koku normalde dışarı çıkmaz. Filtreli torba kullanımı da koku çıkışını engellemektedir. Ayrıca, beslenmenin de koku üzerine etkisi büyüktür. Koku oluşturduğubilinen;                       • Balık,                                                                                • Yumurta,                                                                                 • Soğan ve sarımsak,                                                                                  • Yeşil sebzeler,                                                                                           • Salatalık,                                                                                           • Peynir,                                                                                           • Lahana,                                                                                                 • Kuru baklagil gibi besinlerin azaltılması önerilir. Bunun yanında,                                               ■ yoğurt,                                                                                       ■ yayık ayranı,                                                                                      ■ nane şekeri gibi besinlerin ise kokuyu baskıladığı bilinmektedir.

Stomalı kadınların normal bir yaşam sürüp anne olmaları için hiçbir engel yoktur. Stomalı kadınlar isterlerse ve tıbbi bir sakınca yoksa hamile kalabilir, çocuk doğurabilir ve çocuklarını emzirebilirler.

Normalde ağızdan alınan besinler sindirildikten sonra yararlı besin maddeleri emilerek kana karışır. Bu işlemden arta kalan gıda artıkları kalın bağırsağa geçer ve makat (anal kanal) yolu ile vücut dışına çıkar. Bazı hastalıkların tedavisinde karın içinde bulunan bağırsakları karın cildine ağızlaştırmak gerekebilir. Bu durumda sindirim işlevinden arta kalan gıda artıkları (gaita) karın cildindeki bu ağızdan dışarı atılır ve stoma yerine yapıştırılan bir torba ile gıda artıkları toplanır.

Ameliyat öncesi dönem, hastaya stoma ile yaşamın anlatılmaya başlanması için aslında en uygun zamandır. Erken ameliyat sonrası dönemde, hastalar en sık cilt tahrişi, torba kenarından kaçak ve kötü koku gibi nedenlerden şikayetçi olmaktadır. Bu gibi sıkıntılardan da çoğu kez cerrahın haberi bile olmadığından hastalar çözüme ulaşmakta zorlanabilmektedir. İdeal olarak, ameliyat öncesi dönemde eğitim, işaretleme ve beklentilerin tartışılması aşamalarına deneyimli bir yara bakım/stoma hemşiresinin de katılmasında çok fayda vardır.

İyi oluşturulmamış bir ileostomide içeriğin yakıcı etkisi, stomalı hastaların sık karşılaştığı hafif bir cilt tahrişinden, ileri derecede ağrılı olan derin ülserasyonlara kadar çok geniş bir yelpazede görülebilen stoma çevresinde cilt komplikasyonlarına yol açabilir. Maturasyon sırasında stomanın cilt seviyesinin 2-3 cm üzerine taşacak şekilde olgunlaştırılması ile bu komplikasyonlar büyük ölçüde azaltılabilir. Benzer şekilde, ileostomi bölgesinin uygun seçilmemesi, karındaki katlantı bölgelerinde ya da obez hastalarda göbek seviyesinin altında açılan ileostomiler de cilt problemlerine neden olabilirler. Torbanın takıldığı plağın cilde uygun şekilde yapıştırılması ve hastanın eğitilmesi çok önemlidir, ileostomi düzenli aralıklarla boşaltılmalı, torbanın tabanında içeriğin göllenmesi ve cildi tahriş etmesi önlenmelidir. İleostomi cerrahisi sonrası bu eğitimlerin verilmesi post-operatif komplikasyonların önlenmesi için son derece önem taşımaktadır. Yaşlı hastaların torbayı yapıştırma, boşaltma gibi işlemleri kendi kendilerine yapması çok kolay olmayabilir, bu nedenle hasta yakınlarına da stoma bakımı konusunda yeterli eğitim verilmelidir. Aparatın tam yerleştirilememesi gibi basit sorunlar, hastane yatışları ve pahalı tedavilere gereksinim duyulmasıyla sonuçlanabilmektedir.

Parastomal herni (PH) aslında stoma çevresi bir fıtıktır. Kolostomilerde daha sık görülür. Muhtemelen sebep, kolostomi açılırken oluşturulan açıklığın daha geniş oluşturulması ve ileostomilerin sıklıkla geçici olmasıdır. Parastomal herni tedavisi,  ağrısı ve tıkanıklık şikayetleri olan hastalarda düşünülmelidir. Cerrahi tedavi seçenekleri, primer onarım, stoma yerinin değiştirilmesi ve yama ile onarımdır.

Genellikle stomanın gerginlik altında dışarı çekilmesi yada cilde tespitinin uygun teknikle yapılmaması sonucu gelişebilir. Yara tedavisinde ki gelişmelerle çoğu zaman ameliyatsız tedavi edilebilir.

Sosyal ortamlara kötü koku sızıntı korkusuyla girmek istemezler, cinsel fonksiyon kaybından, dini görevlerini yapamamaktan endişe ederler, kıyafet kısıtlamasından ve dış görünüş bozukluğundan  şikayet ederler. Sonuçta, yaşadıkları bu endişe ve kötü deneyimlerle yaşam kaliteleri düşer ve psikolojik sorunlar başlayabilir.  Ancak yeni geliştirilmiş torbalarla ve doğru oluşturulmuş stomalarla bu sorunların hiçbiri yaşanmayabilir. Kaldı ki ameliyat sonrası dönemde hastaların eğitimi ve yönlendirilmesinde görev alan stoma bakım hemşirelerinin ilgisi de birçok sorunun aşılmasında son derece yardımcı olacaktır.

Bilinmelidir ki stoma bir kişinin gün içinde yaptığı hiçbir aktivite için bir engel, kısıtlama değildir. Bu konuda verilecek eğitim ve psikososyal destek ile hastalar zamanla stoma ile yaşama alışacak, yaşam kaliteleri de iyileşecektir.

Gaz sancısı yaşadığımda ne yapmalıyım?

Boş barsağın gaz üretimini arttırması nedeniyle öğünler asla atlanmamalıdır. Öğünlerde aşırı yenmemeli, yemekler sık sık küçük porsiyonlar halinde yenmelidir. Sigara içmek, burnun tıkalı olması nedeniyle sürekli ağız yoluyla nefes almak, pipet kullanmak ve dondurma emmek gibi durumlar büyük miktarda havanın yutulmasına neden olur. Bu gibi durumlardan kaçınılmalıdır. Ayrıca gaz sancıları çok sık oluyor ve çok rahatsızlık veriyorsa gaz oluşumunu arttırdığı bilinen; fasulye, nohut, bira ve asitli içecekler, lahana, salatalık, süt ve süt ürünleri, mantar gibi besinleri azaltmak önerilir.

ACİL DURUMLAR

  • Geçmeyen ishal veya kabızlıkta, • Stoma çevresindeki deride, kızarıklık, nemlilik, deri yüzeyinin sıyrılması, döküntü ve renk değişikliği olduğunda, • Stomanın renginin koyulaşması ve tamamen koyu siyah renk alması durumunda,                       • Stoma, karına doğru içe kaçtığında,                                                           • Stoma çevresinde iltihaplanma olduğunda,                                                   • Barsak stoma aracılığıyla dışarı çıktığında,                                                                • Stomadan fazla miktarda kan geldiğinde;

Sabun ve su stomaya zarar vermez, bu nedenle banyo ve duştan sakınmanıza gerek yoktur. Ancak kalıntı bırakmayan bir sabun kullanmanız gereklidir. Stoma çevresi cildinizin rengi, karın cildinizle aynı olmalıdır. Stoma çevresinde kızarıklık ve tahriş olmamalıdır.  Deri tahrişine adaptör veya torbadan gelen sızıntı veya torba sisteminin yanlış yerleştirilmesi neden olabilir. Deri tahrişinin oluşmaması için; her adaptör değişiminde stoma etrafındaki cilt, su ile güzelce temizlenmeli ve kurulanmalı ardından adaptör torbaya uygun olarak kesilmeli ve torba yerleştirilmelidir.

Stoma torbanız takılı iken ya da torbanızı çıkartarak banyo yapabilirsiniz. Torbalar suya dayanıklıdır. Ancak stoma torbanızın banyo yaparken çıkabileceğini veyayerinden oynayabileceğini unutmayınız. Cildinizi temizlemek için stoma torbanızı adaptörü ile birlikte (torba+adaptör) çıkarmanız daha iyi olur. Sabun ve su, stomanıza zarar vermez, içine kaçmaz. Barsak içine bir miktar su ve sabun kaçsa da bir soruna yol açmaz. Banyo sonrası stoma çevresi cildine yağlı kremler ve losyonlar kullanmayınız. Bu ürünler torbanızın cildinize yapışmasını engeller.

Ameliyattan 6-8 hafta sonra doktorunuzun tavsiyesi doğrultusunda çalışma hayatınıza başlayabilirsiniz. İşyerinizde stoma temizliğinde kullanılan bazı malzemeleri bulundurmanız size stoma bakımında kolaylık sağlar. Sağlığınıza kavuşur kavuşmaz daha önceki sosyal yaşamınıza dönebilirsiniz. Arkadaş-akraba ziyaretlerine, davetlere, sinema gibi yerlere gidebilirsiniz. Sizi seven ve değer veren arkadaş ve akrabalarınızla aynı ortamı paylaşmak sadece sosyal yönden değil, ruhsal yönden de kendinizi iyi hissetmenizi sağlayacaktır. Çoğu insan sizi gördüğünde, eğer siz söylemezseniz, stoma ameliyatı geçirmiş olduğunuzu anlamayacaktır. Akraba ve arkadaşlarınızın çoğu zaten bir sağlık probleminizin olduğunu ve bunun ameliyat gerektirdiğini biliyor olacak. Eğer siz daha fazlasını anlatmak istemiyorsanız veya onların stomalar hakkında negatif düşüncelerinin olmasından korkuyorsanız; ya onlara stoma hakkında bilgi verin veya stomanızdan hiç bahsetmeyin.

Yürüyüş, yüzme gibi hafif sporları yapabilirsiniz. Doktorunuzun önerileri doğrultusunda kendinizi İyileşmiş hissettiğinizde,(yaklaşık 1-2 hafta içinde) ameliyat öncesi spor ve aktivitelerinizin hepsine

geri dönebilirsiniz. Spora başlamadan önce, özellikle yüzme öncesi torbanızı boşaltmalısınız. Ağırlık kaldırmadan ve stomanız için özel bir koruma olmadan boks, güreş ve futbol gibi ağır sporlardan kaçınmanız gerekir.

Stomanız bulunduğu sürece dışkı ve gaz çıkışınızı kontrol edemezsiniz. Dışkı çıkışı kendiliğinden stoma torbanıza olacaktır. Stoma ameliyatı sonrası, stoma bakımı ile ilgilenen stoma hemşiresi, torbanızın nasıl değiştirileceğini gösterecektir.                                                                             Stoma torbası, vücudu saran ve yapışabilen özel bir plastikten yapılmıştır. Stoma torbalarının değişik çeşit ve büyüklükte olanları bulunmaktadır. Bu torbalar tek kullanımlıktır. Stoma torba sistemleri oldukça güvenlidir. Uygun şekilde kullanıldığında torbadan dışarıya dışkı ve gaz çıkışı olmaz. Ameliyat öncesi barsak alışkanlıklarınız, yedikleriniz ve stoma tipinize göre dışkılama sıklığınızda değişiklikler olacaktır. Eğer stomanız kalıcı kolostomi ise, irrigasyon ismi verilen özel bir teknik ile dışıkının torbaya geleceği zamanı kontrol edebilirsiniz. İrrigasyon tekniği konusunda bilgiyi, stomaterapi ünitesi hemşirenizden alabilirsiniz.

Doktor önerisi olmadan ilaç kullanmamalısınız. Herhangi bir nedenle ilaç kullanmanız gerekirse, doktorunuza mutlaka stomanız olduğunu söyleyiniz. İlaçlarınızın yan etkilerini ve özelliklerini Stomaterapi Ünitesinden öğrenebilirsiniz. Bazı ilaçların ishale, bazılarının kabızlığa ve bazılarının ise dışkınızın renginin değişmesine neden olduğu bilinmektedir. Bu nedenle kullandığınız ilaçların özelliklerini bilmeniz önemlidir.

Stoma torbaları uygun şekilde kullanıldığında dışkı sızıntısı olmaz. Ancak stoma birinci haftadan itibaren bir yıl boyunca küçülür. Bu süre içinde stoma çapı ölçülmeli ve bu ölçüye uygun stoma torbası kullanılmalıdır. Uygun ölçüdeki stoma torbası ve doğru uygulama ile dışkı sızıntısı engellenmiş olur. Buna rağman bir sızıntı olursa su ve temiz bir bezle dışkı silinir ve yeni bir torba takılır.